20 Ekim 2011 Perşembe

yok başlık

evet her zaman kazandım ben.  mutsuzluğu, üzütüyü, yanlız kalmayı her zaman kazandım. kimseyede vermem bunları. neden vereyim ki ? en azından boşlukta değilim. yani bunu yeni farketsemde, değilim. sahibim bazı şeylere. bazı şeyleri kazanabiliyorum. ve bu beni başarılı bi adam yapar. her ne kadar başarısızlıklarım başarılarımdan fazla olsada* her neyse bu gün bahsetmek istediğim şeyler var. aslında her dakika ve her saniye var. ben bunları yazdıktan 5 sene sonra kendimle taşak geçicem büyük ihtimalle. ama şimdi yazmak en mantıklısı geliyor.  yani en azından  fikirlerimi insanlarla paylaştığımda gereksiz olduğumu bana hatırlatmalarından daha mantıklı. yani anlıyacağınız cemal süreyya gibi siktirboktan bi şiir kitabı çıkarırsam ve tutulursam belki gerekli olduğumu hatırlatırlar ama şu an için kendi kendime yazmam en iyisi.. gelelim tekrar neden böyle bir yazı yazma gereği duyduğuma. duymuyorum ki aslında bişey. hissedemiyorum ki. hissetmek eşdeğer değil mi yaşamaya ? yok hislerim. o zaman yaşamıyorum. ama aynı zamanda nefes alıyorum. bu bi yaşam belirtisi. çelişki büyük.  yaşayan bi ölü desem yeri. sevdiğin insanlarda seni umursamaz hale gelince veya hiç umursamadıysa sen ona büyükk değer verdiğin  halde üzüyor insanı.. bak hissedebiliyormuşum. kendimi mi kandırıyorum yoksa sizi mi ? bilmiyorum. bilemiyorum. hissizliğim tamda bu noktada devreye giriyor.. kafaya mı yedim bende bilmiyorum ki. bu bloğu açma sebepim bile farklıydı ama ben kafamdan geldiğince saçmalıyorum.. iyi gelmiyor değil aslında kendimle çelişmem.  kim tahmin edebilirdi ki kafayı yiyip böyle salak salak şeyler yazıp aşık olacağım tekrar. ?  kurtulmalıyım.. ya ağır hasta olup çıkacağım bulunduğum durumun içinden. ya tamamıyla hissizleşeceğim ya da bilemiyorum. iyi akşamlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder